KÖYÜMÜZÜN TARİHİ (Özet)
Karaman Oğullarından Karaman Beyi Sultan zade Nasirettin(Gıyasettin) II. Mehmet Beyin oğlu Kara Ömer bey’den olma Ali Bey, Osmanlı devletinin 1483 tarihinde Karaman oğullarını bir daha toparlanamayacak şekilde dağıtmasından sonra, Konya’nın Karapınar Nahiyesinden kalabalık bir kabilesiyle gelerek buraya 1490 yılında yerleşir.
Bizim köyün yerinde daha önce terk edilmiş bir Rum köyü harabesi varmış. Bu köyün batısında Rum Mezarlığı bulunuyormuş. Rumlardan kalma bir su kuyusu varmış bu su kuyusu siyah taşlarla örülüymüş Bu kuyudan faydalanarak ve Rum mezar taşlarından istifade ederek oraya bir Türk köyü kurmuşlardır. Bu köyün adına da taşları kara kuyudan alındığı için Kara Kuyu demişler. Daha sonra Alibey babasının, Kara Ömer Beyin vefat ettiğini öğrenir ve geldiği memleketine geri dönmek ister ama kafilede onunla beraber giderler. Bu arada o zamanlar isimine“Eşekçiler” denilen Kadıncık kervanı kabilesi İbrahimbeyli Köyü üstü çalılı mezarlardan kalkarak şimdiki köyümüzün üstüne konmuşlar(yerleşmişler). Kara Kuyu köyünün tarlalarını eşek ve katırlarla sürmeye başlamışlar. Bunu duyan Ali Bey kızarak 1502 yılında 6 ailelik bir kafileyle yeniden köyüne döner, ama işgal eden Kadıncık köylülerini çıkarmak zor olur. Bu anlaşmazlıklar Kadıncık Köyüyle günümüze kadar yıllarca sürecek arazi ihtilafının da başlangıcı olur.
Ali Beyin oğlu Hüseyin Hocanın torunu Hacı Mustafa (1575–1675) zengin ve ailesinin tarihini yazan bir kişi olarak adı geçiyor. Köyümüzün Kadıncık Köyü ile olan arazi anlaşmazlığında İstanbul’dan 1600 yılında getirtilen Köy Hudutnamesi de onun yaşadığı yıllara rastlıyor;
1.Köy Hudutnamesi(Köy sınırları)
Bir Taraf Köy dağı, Süt dağı
Bir Taraf Peçenek Boğazı, Yaylakıyesi
Bir Taraf Karabük yolu, Kalkan ini
Bir Taraf Palaz Obası, Katırcı Yolu
Bir Taraf Hacı Bekir yaylası
Bir Taraf Gök gedik Sarının Ağılı
Bir Taraf Kayalı Boğaz, Poslu boğazı
Bir Taraf Akseki’den Köy dağı ile mahdutlar
Hacı Mustafa’nın oğlu Hamza Bey zamanında Karakuyu Köyü halkı her işte birlik ve beraberliklerini kanıtlamak için köyün ismini “Sadıklı Köyü” olarak değiştirmişler. Bundan sonra daha iyi sadakatle birbirine bağlanan Sadıklı köyü tarihler boyuda bu birlikteliklerini muhafaza etmişlerdir.1700 tarihinde Sultan II. Mustafa devrinde köyden iki kişi sancak beyliğine giderek Karakuyu ismini silip, köyün adını Sadıklı olarak değiştirmişlerdir.
1766 tarihlerinde Kadıncık Köyü ile yeniden arazi anlaşmazlığı başlamış, köyden on kişilik bir heyet atlarına binerek yeniden İstanbul’a yeni bir hudutname almak için yola koyulmuşlar.
Bu Hudut name, hicri 14 cemaziyülâhır 1180 (Rumi 16 Kasım 1766) tarihinde Osmanlı Padişahı Sultan III. Mustafa devrinde Salâhiyettar veziriazam Arif Paşa dan Sadıklı köyü Hudut namesi olarak verilmiştir.
Yeni hudut name şöyledir;
Bir taraf Uzun kuyu, Ala çorak, Camış ağılı, Ebem ölen yaylası.
Bir taraf Has Kuyu, Gök Arkaç, Koca bel.
Bir taraf İnli Kuyu, Akmezarlık, Güllü Tepe.
Bir taraf Taş Kuyu, Ardıç Tepe, Çakmak kayası
Bir taraf Peçenek Boğazı, Kadı höyüğü ve mezarlığı ile mahduttur.
Eldivan Çeşmesi Köyümüzün ilk büyük çeşmelerinden biri olup 1885 yılında Hamzalardan Hacı İsmail Ağa (lakabı Hacı İbik)(1815–1890) tarafından akıtılmıştır.
Kaynak: Fazıl Ekici’nin günlüğünden alınmış olup daha detaylı okumak isterseniz "köyümüzün Detaylı tarihi" sayfasına bakınız.