26.12.2011
KÖYÜMÜZDE CİNAYET
Köyümüzde ikamet eden Osman Ünal ( namı diğer; Kabak İsmail'in oğlu), Oğlu Savaş Ünal tarafından henüz sebebi bilinmeyen bir nedenle av tüfeği ile vurularak öldürüldü. Olayın yaklaşık bir hafta önce vukubolduğu, Savaş Ünalın bu gece saat iki sularında polise teslim olması ile meydana çıkmıştır.
Osman Ünal Yıllar önce Ankara'dan tersine göç ile memleketine yerleşmiş ve Şereflikoçhisar’da (yanlış bilmiyorsam) oto kaportacılığı ile iştigal etmekteydi eşinden ayrılmış ve oğluyla birlikte köyde yaşıyorlardı.
Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabır versin.
06.12.2011
Demirci ailesine ateş düştü
Hamitköy ışıklarında dün meydana gelen kaza sonucunda, 11 yaşındaki Samet Ali Demirci, yaşamını yitirdi. Kaza, Samet’in okul çıkışı evine gitmek üzere anayoldan karşıdan karşıya geçmek istediği esnada gerçekleşti
Okul çıkışı evine gitmek üzere yola çıkan 11 yaşındaki Samet Ali Demirci, dün Hamitköy ışıklarında karşıdan karşıya geçmek istediği esnada, Gazimağusa istikametine seyretmekte olan bir kamyonetin çarpması sonucu kaldırıldığı Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Kaza haberini alan Demirci ailesi ve yakınları, minik Samet’in kaldırıldığı hastaneye akın etti. Çarpmanın etkisiyle ağır yaralanan Samet Ali Demirci’nin minik bedeni aldığı darbelere daha fazla dayanamadı. Samet Demirci, sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.
Babasını beklemedi
Demirci ailesinin yakınlarından edinilen bilgiye göre, hemen her gün babası Tarkan Demirci ile okula gidip gelen Samet Ali Demirci, bu kez öyle yapmadı. Samet Ali, babasının “Bekle oğlum, ben geliyorum seni almaya” demesine rağmen beklemedi ve kendi başına yola çıktı. Samet Ali Demirci, Dr. Fazıl Küçük Bulvarı üzerinde bulunan Okmar Süpermarket önünde, yolun güney kısmından kuzey kısmına koşarak geçtiği sırada Gazimağusa istikametine doğru seyreden Eşref Esengin (E - 33), yönetimindeki HT 308 plakalı van aracın sağ yan kısmına çarpması sonucu ağır yaralandı.
Kalbi durdu…
Kazanın üzerinden çok geçmeden olay yerine gelen sağlık ekipleri, Samet’e ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Sağlık ekipleri olay yerine ulaştığında minik Samet’in kalbi durmuştu. 112 Acil Servis sağlık ekiplerinin dakikalar süren mücadelesinin ardından Samet hayata döndürülse de götürüldüğü Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Kaza haberi komşudan geldi
Samet Ali Demirci’nin kaza haberini aileye, komşuları verdi. Samet’in hastaneye getirildiği esnada muayene olmak için acil serviste sıra bekleyen Demirci ailesinin komşusu, Samet’i tanıdı ve babası Tarkan Demirci’yi arayarak, durumu bildirdi.
Acı haberi alan aile yıkım yaşadı
Acı haberi alan, Demirci ailesi ve yakınları, minik Samet Ali Demirci’nin kaldırıldığı Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne akın etti. Samet Ali Demirci’nin babası Tarkan Demirci, hastane önünde, dakikalarca oğlunun sağlığı hakkında gelecek müjdeli haberi beklerken, o esnada hastanenin acil servisinde bulunan anne Ayşe Demirci’nin çığlıkları ile yıkıldı. Acil servis önünde evlatlarının ölüm haberini alan Demirci ailesi, gözyaşlarına boğuldu. Aile, Samet’in acısını geride kalan biricik kızlarına sarılarak dindirmeye çalışsa da yaşanan acının etkisiyle sinir krizi geçirdi. Samet’in zamansız ölümü ailesinin yanında, Hamitköy İlkokulu’ndaki arkadaşları ve öğretmenlerini de acıya boğdu. Hastane bahçesini dolduran Samet’in arkadaşları, gözyaşlarını tutamadı.
Samet, KKTC’de dünyaya geldi
Aslen Ankaralı olan Demirci ailesi, 1995 yılında KKTC’ye gelerek, Hamitköy’e yerleşti. Samet Ali Demirci’nin babası Tarkan Demirci, uzun yıllar Lefkoşa Çağlayan bölgesinde faaliyet gösteren bir makinist dükkanında çalıştıktan sonra, Lefkoşa Kızılbaş bölgesinde faaliyet gösteren başka bir makinist dükkanında işe başladı. Yakın çevresi tarafından oldukça sevilen Demirci ailesinin iki çocuğu da KKTC’de dünyaya geldi.
Aynı ateş Ankara’yı da yaktı
Hamitköy ışıklarında dün öğle saatlerinde meydana gelen kazada yaşamını yitiren 11 yaşındaki Samet Ali Demirci’nin acı haberi, Ankara’daki akrabalarının ocağına da ateş düşürdü. Samet’in ölüm haberini alan amcası, dün akşam saatlerinde KKTC’ye geldi.
Sürücü kazayı anlattı
Kazaya neden olan kamyonet sürücüsü Eşref Esengin, kaza mahallinde bir süre trafik polislerine bilgi verdi. Üzgün olmasının yanı sıra bir o kadar da korku ve endişe içerisinde olduğu gözlemlenen şoför Eşref Esengin, polisin olay yeri inceleme çalışmalarının ardından, polis aracı ile Lefkoşa Polis Müdürlüğü’ne götürüldü.
Kaza mahallinde inceleme
Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde Trafik Bölüm Müdürü Osman Aydın, kaza mahallinde inceleme yaparak, bilgi aldı.
Olay Yeri İnceleme ekibi kaza mahallinde uzun süre kamyonet ve yolda inceleme yaptıktan sonra, olay yerini görüntüledi.
Şoför bugün mahkemeye çıkarılacak
“Tedbirsizlik ve dikkatsizlik neticesi başkasının ölümüne neden olma” suçlamasıyla gözaltına alınan Eşref Esengin, bugün Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne çıkarılacak
Alıntı: Kıbrıs Haber
26.11.2011
Hacıbey Demirci Vefat etti
10.11.2011
Kardeşim İhsan Uludağ (1962-2011) Vefat etti
Yedi aydır karaciğer kanseri teşhisiyle tedavi görmekteyken bu zalim hastalığa yenik düşen kardeşim kaldırılıdığı numune hastanesinde vefat etti. Allah Rahmet eylesin. Amin
HAZİN BİR ÖLÜM
Esat Gültekin eşi Fatma Gültekin intihar etti.
06.09.2011
31 08.2011 tarihinde geçirdiği bir bunalım sonucu Abidinpaşa'da oturmakta oldukları evlerinin 4.katından atlıyarak intihar eden Fatma Gültekin kaldırıldığı Ankara hastanesinde kurtarılamıyarak 05.09.2011 tarihinde vefat etti.cenazesi 06.09.2011 tarihinde öğle namazını müteakip Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi. Allah rahmet eylesin , Eşi Esat Gültekin ve kederli ailesine yakınlarına Allah sabır versin.
17.07.2011
SİBEL KIZIMIZI EVLENDİRDİK
Sibel ve Hakan Uludağ 17.07.2011 tarihinde evlendiler onlara mutluluklar diliyorum.
15.02.2011
MOTOR DESTANI*
Keşke olmasaydı bir tek danası
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Saklayın duymasın ağlar annesi
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Acaba bu motor nerede bozulmuş
Kol bacak kırılmış bacak ezilmiş
Tabutlar arka arkaya dizilmiş
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Bizim köyemi verdin bu kadar yası
Ağlamaktan annelerin boğulmuş sesi
Herkesin elinde bir zifir tası
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Bir arzu hal yazalımda verelim hakka
Motor yuvarlanıp dönüyor takla
Köprünün altında fazılın şapka
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Böylemiydi alınlarının yazısı
Hiç çıkmıyoriçerimden sızısı
Öksüz kaldı idirisin kuzusu
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Mevla yetiştirseydi orada hızırı
Azrailde nesıl bulur hazırı
Bicanında çenesinde özürü
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Necibin solmadı yeşili alı
Kör hasanın kırıldı koca bir dalı
Şıh emmim yemedi kazandığı malı
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Bütün yas tutuyor genci kocası
Teselli ediyor köyün hocası
Garip fadimenin kına gecesi
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Korkuluk yok köprüsünün taşında
Azrail dönerimiş peşinde
Ol mukaddes işlerinin başında
Bir hal oldu bizim köye bu sene
Köyümüzde giden varmı hacıya
Zalim felek bizi saldı acıya
Çok selam söyleyin bekir hocaya
Bir hal oldu bizim köye bu sene
*Yukarıdaki destanı köylümüz Bircan Karakurt göndermiş ve demişki;" bundan yıllar önce köyümüzde bir motor kazası olmuştu.fazıl hocada bu konuda bir şiir yazmış ben bu şiiri sana iletmek istedim.sayfanda yer verirsen seviniriz. elimizde bir kağıtta yazılı ne şekilde alınıp yazıldığını bilen yok.fakat o yıla ait olduğu söylendi.bende o kazada yaralıların içindeydim.ilgilenirsen seviniriz." diye yazmış.
bende bu kazaları hatırlıyordum bilgilerimi tazelemek adına bir araştırma yaparak köyden büyüklerime bu olayların oluşumunu sordum bilenlere göre olay şöyle olmuştu; 18.10.1969 cumartesi günü Hasan Yiğitbaş (Lakabı:Kör Hasan)'ın oğlu İdris Yiğitbaş, traktöründeki köylülerle birlikte pazara giderken Ş.Koçhisar'a girişte kaza yapar ve traktörüyle dereye yuvarlanır. Bu kazada Kadir Kılıç(Ümüş Şıh)vefat eder,Fazıl Bozyiğit, Memiş Ömer Çetin, Bircan Karakurt ve birkaç köylümüz daha yaralı olarak kurtarılırlar.
Bu kazanın üzerinden çok geçmeden yine İdris Yiğitbaş'ın kullandığı traktör yine aynı yere yakın yerde traktörü devirir ve altında kalarak hayatını kaybeder. bunun üzerine Fazıl Hoca bu destanı yazar.
Bizde burdan başta Fazıl hocaya ve bu kazada hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyoruz.
03.04.2011
PARLASAN YOLU AÇILIYOR
Sadıklı ile Parlasan köyü arasındaki yolun yapım işi ihale edildi
Pazartesi günü Kaymakam Hasan Kürklü'nün makam odasında yapılan Kurutlutepe - Sadıklı- Değirmenyolu ile Haydarlı Deliller Köyü yol yapımı ihalesinde ihale şartnamesinde belirtilen saatten sonra getirdikleri gerekçesi ile dosyası idare tarafından kabul edilmeyen Cevhertaş ve Başıbüyük isimli iki firma ihale dışı kalırken, söz konusu ihaleye teklif verebilen üç firmadan biri banka referansının olmaması nedeni ile değerlendirme dışı bırakıldı.Emeği geçenlere, başta Muhtarımıza teşekkür ederim. haberin devamı
ihale duyurusunu okumak için tıklayınız
ELDiVAN ÇEŞMESİNE SPONSOR ARANIYOR
12 Aralık 2010
1885 yılından beri hizmet vermekte olan tarihi Eldivan çeşmemiz yıllarca köyümüzün ve yoldan geçen tüm insanların faydalandığı zengin su kaynağı olarak yıllarca önemini korumuştur. Aradan yıllar geçmiş yanından geçen yol yükselmiş çeşme çukurda, şorak toprağın içerisinde çamurlar içinde kalmıştır. O yüzden yoldan geçen insanlar duraklayıp su ihtiyacını göremez hale gelmiştir, az yukarısındaki askeri deponun kazı çalışmalarından boruların sık sık hasar görmesi de burasının biran önce çözüme kavuşturulması zorunluluğunu ortaya koymuştur. Köyümüzün muhtarı çeşmenin yeni yerini az yukarıya, Kadıncık yolu sapağının altına taşıyarak Eldivan çeşmemize yeniden işlerlik kazandırmak için çalışmalarını sürdürmektedir.
Yapılacak işin tanımı: Eldivan çeşmesi mevcut yerinden kadıncık yolu sapağının altında uygun bir yere taşınması,
Yerindeki mevcut taşları kullanarak tarihi dokusunu bozmadan ve ilave olarak Yaylak taşıyla cephesinin yapılması
Tahmini Bedeli: 7.500.00 (yedibinbeşyüz) TL.
Hayırseverlerden ve Sponsorlardan ilgi bekliyoruz.
ELDİVAN Çeşmesinin Hikâyesi:*
Hamzalardan Hacı İsmail ağa çok zengin birisiydi. babası Ömer, dedesi Ali şan’dır, Ali şan’ın babası da Hamza’dır. Hacı İsmail ağa(1815–1890) çok zenginmiş ama ahlakı hiç iyi değilmiş, hiç kimsenin yanına varmaz, topluma karışmaz, evinden ve ahırından dışarı çıkmaz, içine kapalı biri olduğundan lakabına “hacı İbik “ derlermiş. O tarihlerde kuyu, çeşme, kerpiç, kanal işlerini rumlar yapıyormuş köye işçi rumlar gelmiş, hacı İbik bir tava gelerek kamışlığa çeşme çıkarması için rumlarla anlaşmış. Hacı ibiğin rumlarla anlaşması bir ila bir buçuk yıl arasında imiş ama rumlar daha fazla çalışarak gösterilen süreden önce dokuz ayda suyu çıkarıp akıtmışlar. Hacı İbik rumların bu kadar çabuk suyu akıtmasından sonra bir kısım parasını kesmiş vermemiş, rumlar su çıkarırken, kuyu açarken bazen de sağa sola tünel kazarlarmış, çok toprak yüklemeden az bir delikle işi yaparlarmış. rumlar demişler ki “ gel Hacıağa sen bizim paramızı vermezsen bizde suyun baş kuyusunu sana söylemeyiz” demişler. Yinede Hacı İbik rumların parasını vermemiş rumlarda baş kuyusunu söylememişler, yinede Hacı İsmail (Hacı İbik) 1885 senesinde “Eldivan” çeşmesini akıtmıştır. Eldivan suyu akıtıldıktan sonra oraya yayla kurma hevesine düşen ve Eldivan’a göç eden Sarı Mustafa, Deli Mehmet, Demirci İsmail, Molla İbrahim burada on beş yıl kaldıktan sonra tifo salgınından ve ölüm oranından korkarak 1910 yılında orada yerleşmekten de vazgeçtiler.
*Fazıl Hoca’nın (1893-1975) anı defterinden aynen aktarılmıştır.
(Köyümüzün tarihini okumak için tıklayın)
27.Kasım 2010
MUHTARIMIZLA SÖYLEŞİ
Kurban bayramında köyümü ziyarete gittiğimde muhtarla çalışmaları hakkında bir söyleşi yaptık yaptıklarından ve yapacaklarından bahsetti bunları başlıklar halinde aşağıya çıkarttım. Bunlarla ilgili fotoğrafları aşağıda görebilirsiniz.
Yaptığı işler
Köyümüzde parselasyon çalışmaları(meclis onayı bekleniyor)
Köyün 3 ana yerine güvenlik kamerası
Kanalizasyonun hizmete girmesi
Sellektör tesisisinin açılması
Her iki camininde merkezi sisteme bağlanması
Süt alım merkezi kurulması
Camiye şadırvan yaptırılmasına hayırseverlerinde katkılarıyla öncülük etmesi(şadırvana gelen suyu bulup camiye getirilmesi)
2. sondajla beraber içme suyuna destek verildi.
Sadıklı ve K.Sadıklı Köy mezarlarına (hayırsever Niyazi Atala’yın katkılarıyla) su getirildi.
K.Sadıklı Köyü su deposu onarıldı.
K.Sadıklı Köyü cami bahçesinde çalışma, cami lojmanına ek mutfak ve köy odası yapıldı.
K.Sadıklı Köyüne sondaj kuyusu ihale usulu (bedeli:18 bin lira) yapıldı ve faliyete geçirildi.
Sadıklı ve K.Sadıklı Köyü yolu üzerine 40 adet büz koyuldu.
Sadıklı ve K.Sadıklı Köy içi ve tarlaların tapu kadostro ölçümleri yapıldı.
Sadıklı Köyü su deposuna tam otomatik solarlı klorlama makinası takıldı.
Tarla yolları onarıldı.
Köy konağı için parsel alındı.
Sadıklı ve K.Sadıklı Köyü aydınlatılması yenilendi.
Levha çalışmaları yapıldı.
Yapacakları işler
Eski parlasan yolunun yeniden hizmete açılması
Köyün girişinin ağaçlandırılması
Eski okulumuzun sağlık ocağı olarak hizmete açılması
Okul lojmanının onarılması
Veteriner hekim getirilmesi.
Köy konağı yapımı.( misafirhane,toplantı salonu,muhtarlık,market)
K.Sadıklı Köyü mezarlığının düzenlenmesi ve büyütülmesi.
Parsellerin dağıtılması ve tapu çalışmalarının yapılması.
Köy merkezine kilitli taş çalışması.
Orman bakanlığı destekli 5000 adet fidan dikilmesi.
Sulama tankeri alımı.
Elduvan çeşmesinin onarımı ve restore edilmesi için sponsor arayışı devam etmekte.
Resimleri büyütmek için üzerine tıklayınız.
  
  
 
  
Bende bu hizmetlerinden dolayı kendisine teşşekür ediyor, daha da çok çalışmasını diliyorum. SAĞOL MUHTAR.
26 Kasım 2010
Köylümüz Suat Tayanç abimizden övgü almak beni onurlandırdı, ayrıca kendisinin ozanlık yönünün olduğunu bilmiyordum benim için sürpriz oldu, başarılar diliyorum.
Köyümüz facebook sayfasına yazdıklarını aynen buraya aktarıyorum
Elli yıldır gurbet gezerim. ancak,
gezsemde dünyanın dort bucağını,
vallahi gözüme gine boş gelir.
Gönül arzu eder dostu cananı,
sizler eski yaram gözden yaş gelir..
El diyarı mesken olmaz insana,
yürekten kul ise cananın sana,
hal bilmez hoyratı sorarsan canana,
ağustos ayında başa kış gelir,
hasımıyem sevese ey deli gönül,
diken bir gül olur baykuşta bülbül,
güzel çul da giyse olur ipek tül,
salınıp gezende göze hoş gelir.
herkese selam olsun… demiş
“Teşekkürler Suat Abi övgünüze layık olmaya çalışacağım”
ARTIK KÖŞE YAZARI DA OLDUM! 25 Ekim 2010
Alanya Mahmutlardaki yazlığımızdaki yerel bir gazeteden köşe yazarlığı teklifi aldım artık 15 günde bir köşemde yazıyorum.
PEMBE HALAYI KAYBETTİK
Merhum Ali Ünsal'ın eşi,Nejla Öztaş, Nuran Yılmaz, Merhum Erdal Ünsal, Ayhan ve Aydın Ünsal'ın anneleri, benimde Hava halamın kızı PEMBE ÜNSAL uzun zamandır hasta yatmakta iken vefat etti. Allah rahmet eylesin, yakınlarının başı sağolsun.
Pembe Ünsal (09.09.1933-12.10.2010)
|
